Makale Detay

MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI HALİ VE HAKSIZ TAHRİK ARASINDAKİ FARKLAR

 

MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI HALİ VE HAKSIZ TAHRİK
ARASINDAKİ FARKLAR

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Genel Hükümler” başlıklı birinci kitabının “Ceza
Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmının “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya
Azaltan Nedenler” başlıklı ikinci bölümünde meşru savunmada sınırın aşılması ve haksız tahrik
hükümleri, düzenlenmiştir. Bu hükümler uygulamada sıklıkla karıştırılan ve birbirinden
ayrılması kolay olmayan Ceza Hukuku kurumlarıdır. Bu nedenle, bu hükümler arasındaki
farklılığın açık ve somut şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Bu yazımızda; öncelikle bu iki kurumu kısaca tartışarak, sonrasında ise aralarındaki farklılıklara
belirterek hangi durumlara uygulanmaları gerektiğini açıklayacağız.
MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI HALİ
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Sınırın aşılması” başlıklı 27. maddesine göre; “(1)
Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması halinde, fiil taksirle
işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte
birine kadarı indirilerek hükmolunur.
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan
ileri gelmiş ise faile ceza verilmez”.
Sanığın mevcut olaya göre olay anında ki öldürülme korkusuyla veya zarar göreceğinden
bahisle telaş ve heyecan içinde davranarak kendisini korumak için meşru savunmada sınırı
aşmış olsa dahi bu durumda sanığa ceza verilemez.
Sanığın olay anında ki ruh hali gereği mazur görülecek heyecan, korku yaşaması ve zarar
göreceğini düşündüğünden kendisini korumak için sınırı aşması söz konusu olmalıdır. Burada
eylemi gerçekleştirmesi için ani ve kontrol dışı bir karar vermesi gerektiği, düşünmek için
vaktinin olmadığı durumlarda anlık gerçekleşen olaylar söz konusu olmalıdır.
HAKSIZ TAHRİK HÜKÜMLERİNİN UYGULAMADAKİ YERİ:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Haksız tahrik” başlıklı 29. maddesine göre; “Haksız
bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis
cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek
cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir”.
TCK m.29 hükmünde düzenlenen haksız tahrik, kişinin kendisine karşı gerçekleştirilen haksız
bir fiilin oluşturduğu hiddet veya şiddetli elemin etkisinde bir suç işlemesi durumudur.
Haksız tahrik, TCK m.27/2’de düzenlenen hal gibi kusurluluğu etkiler. Ancak; TCK m.27/2
hükmünde ki durum ceza sorumluluğunu tamamıyla ortadan kaldırırken, haksız tahrik halinde
ise ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayan ancak cezayı azaltan bir fiil/davranış sòz
konusudur.
Haksız tahrik kurumunun uygulanması için gereken şartlar; haksız bir fiilin olması, bu haksız
fiilin failde hiddet veya şiddetli elem meydana getirmesi, suçun bu hiddet veya şiddetli eleminetkisi altında işlenmiş olması ve suçun tahrike sebebiyet veren haksızlığı gerçekleştiren kişiye
karşı işlenmesi olarak belirtilebilir.
HER İKİ DÜZENLEME ARASINDAKİ FARKLILIKLAR:
TCK m.27/2’de düzenlenen meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku
veya telaş nedeniyle aşılması, kurumun uygulanabilmesi için öncelikli olarak somut olayın
başında meşru savunma şartlarının bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla somut olayın en
başında meşru savunma şartları taşımayan hallerde TCK m.27/2’nin tatbikine gidilmesi bir
başka seçenektir.
Öncelikle somut olayda meşru savunma şartlarının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
sonrasında eğer bu şartlarda sınırın aşılması mevcut ise sınırın taksirle veya kastla aşılıp
aşılmadığı tespit edilmelidir.
Sınırın taksirle aşıldığına kanaat getirildiğinde, sınırın aşılması suretiyle icra edilen fiilin
kanunda taksirli olarak işlenebileceği düzenlenmiş ise o takdirde TCK m.27/1 hükmü gereği
fiilin taksirli halinin karşılığındaki cezada indirime gidilerek hüküm verilecektir.
Buna karşılık; olayın başında meşru savunma şartları bulunmasına rağmen sınır kasten
aşılıyorsa bu durumda sınırın aşılmasının, mazur görülecek bir heyecan, korku veya telaş
sebebiyle olup olmadığına bakılacak
, eğer bu sebeplerle meşru savunmada sınır aşılıyorsa
TCK m.27/2 hükmü gereği kişiye ceza verilmeyecektir.
Uygulamada meşru savunmada sınırın aşılması ile haksız tahrikin uygulanması sırasında arada
ki farkın ortaya konulması için en önemli kriterler, haksız saldırının mevcut olduğu zamandır.
Meşru savunma için kanunda saldırıya ilişkin üç durum kabul edilerek, üçünden yalnızca
birisinin dahi olayda bulunması meşru savunmada bulunulması için yeterli görülmüştür.
Buna göre; icrasına başlanmış yani gerçekleşen bir saldırı, icrasına başlanması muhakkak bir
saldırı veya icrası tamamlanmış olsa da tekrarı muhakkak olan saldırılara karşı ancak meşru
savunmada bulunulması mümkündür. Nitekim; TCK m.27/2’de düzenlenen sınırın aşılmasına
sebebiyet verecek hareketin, ancak bu nitelikte bir saldırıya karşı yapılması gerekmektedir.